Bok gibi bir yılın daha bok gibi bir ilk yazısından merhaba!
İnsanlar değişmez mi? Göreceli bi kavram, karaktere de bağlı. Karakter değişir mi bilmiyorum onu başka bi zaman konuşuruz.
Yaklaşık 30 yıllık tecrübemle, (evet anahtar kelime tecrübe.) insanlar değişir. Değişiyor. Huy değişmez belki, bu da karakteri doğrudan etkiler. Ama dedim ya konumuz bu değil. Her geçen yıl, bir önceki yılı düşünüp “ulan ne salakmışım” demeyen çok fazla yoktur.
Hadi ama kendine karşı dürüst ol en azından. Dedin bunu, yaşadın. Geçen yıldan öteye gidip 5 yıl, 10 yıl geride ne var? Bu koşuşturmaca da düşünme fırsatın oldu mu? Ben zaman zaman düşünürüm istemsizce. Az önce bu “zaman zaman” düşünmelerimi birleştirdim de, ‘ulan ne salakmışım be!’
Neyse, ne diyoduk? Geçmiş. Geçmiş, geçmişte kalıyor mu? Kalıyorsa unutuluyor mu? Ne var geçmişte kaç hata, kaç milyon pişmanlık, kaç bin acı var? Okurken aklına geldi, sol tarafında ince bi sızı oldu dimi? Bi de beni yazarken düşün… Neyse.
Ama değiştim, değiştiğimi hissediyorum. Diyeceğim o ki, istese de istemese de insan hatalarından bir kaç yüz kez yaptıktan sonra ders almaya başlıyor. En azından çoğu insan. Elbet ölene kadar fark edemeyeceğimiz hatalar da olacak. Neyse, insanız sonuçta.
Ama değiştim. Hissediyorum. Fikirlerim değişti, düşüncelerim değişti, hedeflerim değişti. Değişmeyen, değişmeyecek tek şey pişman oldukarımız. Malum zamanda yolculuk bulunmadı. Muhtemelen sadece bir faztezi olarak kalacak. Unut bunu, bilinçaltında “bir gün zamanda yolculuk bulunur, geri dönüp hatalarımı düzeltir, pişmanlıktan kurtulurum.” diyorsan üzgünüm bir fantezi dünyasında yaşıyorsun. Geçen her saniye eşsiz, geri dönülemez, değiştirilemez. Şifreli bir zaman damgası gibi…
Değiştim, değişiyorum. Farkına var. Pişmalıklarından kurtulamazsın, deneme bile. Ama şunu bilerek yaşa: O pişmanlıkların sayesinde bugün böyle tecrübeli ve olgunsun.
Değiştim. Milyonlarca hatamla, yüzbinlerce pişmanlığımla… Ben, benim. Ben insanım.
Ben değiştim. Sende farkına var…